sözlük yazarlarının küçüklük lakapları

bana maradona derlerdi dehşet futbol oynardım.ama küçükken, büyüyünce gitti yetenek falan kalmadı. :('

(bkz: camcı) mahallede ne kadar top oynamamıza izin vermeyen ihtiyar varsa camlarını indiriyordum. pişman değilim. kırılmadık cam, sikilmedik inat. bırakmıyordum.

(bkz: çiko) zayıf bir çocuk olmama rağmen poğaça yanaklarım vardı herkes bana çiko derdi sinir olurdum. hala diyorlar ama bu sefer diyene geçiriyorum.

elma güzeli, sarı şeker. elimde elmasız görülmezdim.

bana ayı derlerdi kxkxkdkkddk

(bkz: kara kız) hala diyorlar artık tükenin lütfen

küçükken turuncu derlerdi, zamanla sarı oldu

evde oturan bir çocuktum. kendime azgın boğa lakabı takmıştım. kimi görsem, bana azgın boğa derler diyordum. kimse, 1 kere bile azgın boğa demedi bana. çabaladım, ama demedi. bende, azgın boğanın yaşam şeklini örnek aldım. seksi, hırçın, asi ve saplayan.

bi kuzenim yarmagül diyodu hala diyo keltoş

kara kestane derlerdi şuan bile arada söylerler

kıpçak balası

son yedi yıldır melo diyorlar hep futbolun yan etkileri bunlar

tosun .. baya bildiğimiz tosun diyorlardı...

ayı

(bkz: tweety) sarı değilim, ama yaramazım.

minik civcivim ve ayakli bela

pasaklı koca popolu teyze :'( edit: kilolu değilim ama neden koca popo onu bende anlamadım :/

eskiden atom karınca diye bi çizgi film vardı . ben de böyle sarışınım sarı karıncalar ısırınca çok yakıyo ısırdığı yer .küçükken de sevmediğim insanları morarana kadar ısırırdım. ondan bana atom karınca derlerdi. hala da diyorlar gerçi .

şerbet

fıni derlerdi çünkü küçükken çok küçüktüm

kedi

çinka diyolardı acaba türkçemi diye düşünmedim değil türkçe değilse turunculandırın

cok kıllı tüylü bişeymişim küçükken (belki hala öyleyimdir:d) o yüzden bana pala zehra diyolardı

hepinizin lakapları harika lan. ee bizim sidikli, sümüklü dediklerimize noldu?

tüssük hikayesi de şöyle misket oynayan nesil bilir. misket oynarken düzlüğe çekme vardır. ben onu tüssüğee çekiyoorum diye kendime has bi şivemle söylerdim. o günlerden beri mahallenin abileri hala tüssük der.

pascal

(bkz: nani) yaşım küçükken hep büyük abilerle futbol oynardım.hep de nani'nin manchester united formasını giyerdim.i̇smimi bilmediklerinden nani derlerdi.ah ulan ah her gece dua ederdim nani keşke beşiktaş'a gelse diye.fenere yar oldun nani

civciv

oturan boğa :( bir bebeğin tombikliğiyle böyle dalga geçemezsiniz

(bkz: deli) edit: daha öncesinde (bkz: maymun)

(bkz: kontes) İlkokul öğretmenim beni kış aylarında kırmızı şapkam ve lacivert pötikare kabanım içinde gördüğü günlerde böyle hitap ederdi. İlk aklıma bu geldi başlığı görünce, inşallah kendisinin sağlığı yerindedir.

-Kurbağa Çünkü sinirlendiğimde kendimi ifade etmekte zorlandığımdan yerimde zıplaya zıplaya bir yandan ağlar bir yandan da konuşurdum.

lisedeyken belli bir süre 'Rose' demişlerdi. bundan başka da lakabım olmadı.

götten bacak, bacak kadar, yürüyen çanta şeklinde gider skljfdlsdf

Memati ssdffhgf. Bu lakabı abimin arkadaşları koymuştu. Sebebi de deli cesaretiyle her şeye girişmemdi.

(bkz: Keçi) Biraz inat olduğumdan dolayı uygun görülen lakabım. Hatta küçüklüğümle sınırlı kalmadığını da belirtmek isterim.

Çingene... Ebru Gündeş'in Çingenem şarkısında oynadığım ve söylediğim için ailede Çingene derler. Hala derler arasıra.

Nickim , hala da öyle. Oyunlarda kullanırım. Bir defasında mahallecek call of atardik tanımadık bir çocuk karşı takımda , internet cafe den çıkarken biri bağırırdı "ulan kimdi lan bu Amsel bizi duman etti" diye hdjdjsjs bazı yerlerde lakap olarak kalmıştı

pokemon izleyenleriniz varsa aranızda beni en iyi onun anlayacağını düşünüyorum. küçükken biraz etli butlu bir çocuk olduğum için abim bana Bulbasaur (halk arasında Balbazar) diye seslenirdi.. aynı balbazar gibi yürüyormuşum bıdıl bıdıl. yeteneğinin aşırı büyüme olması da yine tabii beyimizin kilomuza ve vücudumuza yaptığı bir gönderme. sağ olsun... hala pokemon izlediğimde kendimi bulbasaur olarak görmek rezillik gerçekten, neyse ki çocukluktaki kadar değiliz :'))) meraklıları için bulbasaur kimdir? işte bu eleman gorsel

Ayı Yogi... Küçükken çok hızlı ve kelimeleri yutarak konuştuğum için dediklerimi annemden başkası anlamıyordu. O yüzden annem de "sevimli ayı ailesindeki" ayının eşi gibi herkese tercüme etmek zorunda kalıyordu. O ayının adı olmadığı için sanırım, Ayı Yogi ismini takmışlardı

(bkz: sarı kız) sadece bayramlarda, düğünlerde gördüğüm ve çok sevdiğim bir akrabamız var. bir iki yıl önce bir bayram birindeyiz, bu kişi de orada. ben ve birkaç kuzenim trabzonlu kalabalığa kahve ikram eden yengeme yardım ediyoruz. söylediğim kişiye verdim kahve, bana dedi ki sen kimsin? -asdfghjklşi-. dedim yaşar abi suluk ben, x’in kızı. saçını mı boyattın sen dedi, hayır dedim. diyo ki ee sen küçükken sarışındın?!? artık değilim yaşar abi, gençkendi onlar... hala nerde görse sarı kız diyor bu arada haksjaksjaks.